fab fa-instagram
fab fa-facebook-f
fab fa-twitter

Kendinizin ve Depremden Etkilenenlerin Psikolojik Sağlığını Koruma ve Güçlendirme

Deprem Sonrası Gösterebileceğimiz Stres Tepkilerimiz

Deprem, sel, yangın gibi doğa olayları hayati tehlike yaratan oldukça zorlayıcı yaşam olaylarıdır. Günlük hayatımızın normal gidişatını bozan, değiştiren anormal bu olaylara karşı verdiğimiz bir takım tepkiler de normal insani tepkilerdir. Depremi doğrudan yaşadıysanız, bir yakınınız ya da yakınlarınız vefat etti ya da yaralandıysa, kurtarma çalışmalarına katıldıysanız ya da tanık olduysanız depremden etkilenmeniz doğaldır. Bu tepkiler depremin etkileriyle baş edebilmemiz için ortaya çıkan doğal tepkilerimizdir ve zamanla azalması beklenir. Yakınlarınızdan, çevrenizdeki insanlardan, kurumlardan ve gönüllülerden destek almanız, ve yaşadıklarınızı çevrenizle paylaşmanız bu tepkilerinizin hafiflemesi ve başa çıkabilmeniz için önemlidir.

Depremden etkilenenlerde görülebilecek normal stres tepkileri:
• Şok ve inkar
• Endişe, korku, panik, suçluluk, utanç, öfke duyguları yaşama
• Her an kötü bir şey olacağından korkma
• Sürekli deprem ile ilgili konuşma veya içine kapanma
• Ağrı, bulantı, uyuşukluk, çarpıntı gibi bedensel sıkıntılar
• İstemsizce aklınıza gelen depreme dair görüntüler, sesler ve kokular
• Çabuk irkilme
• Umutsuzluk, çaresizlik hissi
• Uykuya dalmada zorlanma veya sürekli uyuma
• Sürekli yemek yeme veya iştahsızlık
• Aşırı enerji veya yoğun yorgunluk ve halsizlik yaşıyorsanız,
• Depremi hatırlatacak şeylerden kaçma

Üç dört hafta içerisinde bu belirtilerin şiddeti azalmıyorsa, günlük yaşamınızı etkilemeye devam ediyor ya da daha fazla olumsuz etkiliyorsa, kendinize ya da çevrenize zarar verme ihtimali aklınıza geliyorsa lütfen size en yakın bir hastane ya da ruh sağlığı uzmanına başvurunuz. Ne kadar erken destek alırsanız ileride daha büyük sağlık sorunları yaşamanızı önlemiş olursunuz.

Depremden etkilenen herkes aynı tepkileri göstermez. Kimi insanlar hemen tepki verirken kimileri için bu tepkiler haftalar, aylar sonra ortaya çıkabilir. Duygularınızda ani iniş çıkışlar olabilir. Bazı kişiler ilk başta çok enerjik ve hareketli iken daha sonra daha yorgun, hüzünlü veya umutsuz olabilmektedir.

Deprem Sonrası Psikolojik Sağlığımızı Korumak ve Güçlendirmek

Öncelikle yaşadığımız bu büyük depremlerden sonra hem depremi yaşayanlar, hem kurtarma ve destek çalışmalarına katılanlar hem de ekranlardaki görüntü ve haberlere maruz kalanlar olarak yukarıda bahsedilen tepkileri yaşıyor olmamız çok normaldir. Sayılan belirtilerin bir kısmını veya hepsini siz ya da bir yakınız ara sıra ya da çoğunlukla yaşıyorsa, kendinize bu tepkilerin bir aya kadar devam etmesinin normal olduğunu hatırlatın.

Günlük rutinlerimize dönebilmek

Olaydan önceki yaşantınızdaki görev ve sorumluluklarınıza dönmeye başladıkça bu belirtilerin de hafiflediğini göreceksiniz. Mümkün olduğunca günlük rutinlerinize devam etmeniz hem sizin hem de ailenizin bu durumla baş etmesini kolaylaştırır. Örneğin yemek ve uyku saatlerinizin, öz bakımlarınızın yine önceki gibi devam etmesi hem sizi hem de varsa çocuklarınızın korku, kaygı ve çaresizlik gibi duygularının yatışmasını sağlayacaktır. Böylece günlük rutinlere dönebilmek tetikte olan bedeninizin ve zihninizin sakinleşmesine yardımcı olacaktır.

Depreme ilişkin haber ve görüntülere maruziyeti azaltmak

Hepimizin acısı çok büyük ve hepimiz bir şekilde yardım ve destek olmak istiyoruz. Bu nedenle de televizyon ve sosyal medya kaynaklarından depremle ilgili haber, görüntü ve bilgileri takip etmeye çalışıyoruz. Ancak aslında deprem, enkaz, kurtarma çalışmaları gibi görüntülere maruz kalmak bize iyi gelmiyor. Bu görüntüleri sürekli izlemek bizim depremden doğrudan etkilenen kişilere daha iyi yardımcı olmamızı ya da destek verebilmemizi sağlamıyor. Aksine bizim de çaresizlik ve umutsuzluk duygularımızı artırıp var olan enerjimizi azaltıyor. O nedenle artık depremle ilgili görüntü ve haberlerden kendimizi ve özellikle çocukları korumamız çok önemlidir.

Öz bakım ve sağlıklı yaşam uygulamaları

Stres düzeyimizi düşürmek böylece sürekli stresin bedensel ve zihinsel etkilerini hafifletmek için kendi bakımımıza ve sağlıklı beslenme, uyku, spor, arkadaş ve yakınlarla vakit geçirme gibi sağlıklı yaşam uygulamalarına önem vermemiz gerekir. Böylece bize ihtiyaç duyulduğunda yeterli gücü bulabiliriz.

Çocuklar için oyunları teşvik etmek

Oyun çocuklar için kendini ifade etmenin yanında sosyalleşmesi ve rahatlaması açısından oldukça önemlidir. Aynı zamanda oyun mevcut ve geçmiş streslerini azaltmada ve güvenli bir geleceğe hazırlamada önemli bir fırsattır. Yoğun stres dönemlerinde çocukları güvenli kişilerle oyun oynamaya teşvik etmelidir. Çünkü oyun çocuklar için bir anlamda hayatlarındaki normalliğin ve rutini hatırlatmasının yanında ruh sağlığının korunmasına da yardımcı olur. Bu dönemde çocukların gelişimine kısa bir süre de olsa onların oyun oynamasını teşvik etmek, bizzat katılmak veya oyunlarını izlemek onlarla olan ilişkilerin güçlenmesine destek olacaktır. Çocuklarla oyun oynarken onlara ne yapmaları gerektiğini söylemek yerine ona ilgi göstermek, yaptıkları veya çizdiklerini anlamaya çalışmak yararlı olacaktır. Unutulmamalı ki yetişkinle dünyayı kelimelerle anlamlandırmaya çalışırken çocuklar oyunla gelişir ve anlamlandırır.
Bu dönemde çocuklar depremle ilgili oyunlar oynayabilirler. Bu bazı yetişkinleri tedirgin edebilir ancak buna izin verilmelidir. Çünkü çocuklar anlam veremedikleri stresli olayları oyunda işleyerek anlam ve güven duygusuna kavuşurlar.

Depremden doğrudan etkilenenler için yapılabilecekler

Depremden doğrudan etkilenen kişilere yardımcı olmak istiyor ya da oluyorsanız onlara nasıl davranacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. Bu konuda özellikle dikkat etmemiz gereken ilk şey onlara saygı göstermek ve konuşmaları için zorlamamaktır. Eğer konuşmuyorsa çok fazla soru sormayın. Sakince bekleyin ve o istediği zaman ve istediği kadar konuşmasına izin verin ve can kulağıyla dinleyin.

Konuşurken yargılamayın, akıl vermeyin. “Her şey iyi olacak” , “çocukların/ ailen için güçlü olmalısın”, “en azından sen hayattasın”, “daha büyük acılar var” vb. yorumlardan kaçının. Bazen hiç konuşmadan yanında durmak, yeme, içme, giyinme gibi fiziksel ihtiyaçlarını gidermek bile yetmektedir.

İnsanlar yaşadıklarını anlatmak isteyebilir. Kişilerin hikayelerini dinlemek büyük bir destek olabilir.

Bazı insanlar başlarına gelenler veya durumları hakkında konuşmak istemeyebilir. Bununla birlikte, sessiz bir şekilde yanlarında olmak ya da isterlerse konuşmak veya biraz yemek, bir bardak su gibi pratik destekler sunmak için orada olduğunuzu bilmeleri onlar için değerli olabilir.

Bazı kişiler öfke patlamaları, aşırı tepkiler gösterebilir. Sakin olmak ve anlayış göstermek, stres altındaki insanların kendilerini daha güvende, anlaşılmış, saygı gösterilmiş ve önemsenmiş hissetmelerine yardımcı olur.

Bir an önce günlük rutinlerine dönmesi, sorumluluk alması, öz bakımını yapması için cesaretlendirmek onun durumla ve duygularıyla başa çıkmasını kolaylaştıracaktır. Ancak bunun için asla zorlanmamalıdırlar.

Kendi sorunlarınız hakkında konuşmayın. Doğru olmayan sözler ya da güvenceler vermeyin. Kişilerin tüm problemlerini onlar için çözmek zorundaymış gibi düşünüp davranmayın. Çözebilecekleri problemleri veya yerine getirebilecekleri sorumlulukları kendilerinin yapması için onları cesaretlendirin.

Bazı cümleler insanları daha fazla üzgün, anlaşılmamış, çaresiz veya öfkeli hissettirebilir. Depremden doğrudan etkilenenlere söylenmemesi gereken cümlelere örnek olarak:
• Bir süre sonra (kendini) daha iyi hissedeceksin.
• Ne hissettiğini biliyorum / anlıyorum.
• Ağlama artık.
• Ailen için güçlü olmalısın / kalmalısın.
• Her şeyin bir nedeni var.
• O çok iyi bir insandı. Allah, onu yanına almak istedi.
• Zamana bırak, zaman her şeyin ilacıdır.
• Çocuklarını düşün, bırakma kendini.
• Sen de hastasın ağlama bir şey olacak.
• Kendini meşgul et, düşünme bu kadar artık.
• Daha kötüsü olabilirdi
• Ölenle ölünmüyor
• Hayat devam ediyor
• Senden daha beterlerini düşün
• Gençsin toparlarsın
• Sakin ol

Bu cümleler yerine onları anladığınızı, destek olmak istediğinizi göstermek için şu örnek cümleleri kullanmak daha uygundur:
• Kaybınız için gerçekten çok üzgünüm.
• Umarım doğru cümleler kurabilirim, sizin için burada olduğumuzu bilmenizi isterim.
• Yaşamayan anlayamaz çok haklısınız, yanınızda durabilir, sizi dinleyebilirim. Anlatmak ister misiniz?
• Şu an neler hissettiğini hayal bile edemiyorum (SESSİZ KAL).
• Şu an neler hissettiğini hayal bile edemiyorum, ben de …….. kaybettiğimde …….. hissetmiştim (DİNLE)
• Senin için buradayım. (Bir şeye ihtiyaçları olup olmadığını sorun, ya da onlar için ne yapabileceğinizi sorun, ya da ortamda somut bir şey varsa “senin için su vb. bulmamı ister misin ?” diye sorun.
• Neler olduğunu anlatmak ister misin?
• Ölen (kardeşinizle, oğlunuz ile ilgili ) kişi ile olan güzel bir anınızı anlatmak ister misiniz? Ne kadar iyi bir insanmış meğer ne güzel şeyler yaşamışsınız.
• Duyguları paylaşmak içinde tutmamak çok iyi gelir, bana anlatamazsan bile sevdiğin güvendiğin arkadaşına, akrabana anlat olur mu?
• Bazen hiçbir şey söylemeden yanında oturun, izin veriyorsa elini tutun, omzuna dokunun.
• Senin için buradayım. (Bir şeye ihtiyaçları olup olmadığını sorun, ya da onlar için ne yapabileceğinizi sorun)

Psikolojik İlk Yardım Hayat Kurtarır

Kriz durumlarında herkesin yapabileceği psikolojik ilk yardım kişilerin uzun vadede daha fazla sorunla karşılaşmaması için hayati bir önem taşıyabilmektedir. Acı çeken ya da desteğe ve yardıma ihtiyaç duyan kişiye sunulan insani ve destekleyici bir müdahaledir. Temel olan etkileşim içinde olmak ve orada hazır bulunmaktır. Öncelikle sizin sakin olmanız ve kişiyi sakinleştirip güven ve umut uyandırmanız önemlidir.

7 Adımda Psikolojik İlk Yardım

1) Kişileri zorlamadan, pratik destek ve bakım sağlayın.
2) İhtiyaç ve kaygıları belirleyin.
3) İnsanların temel ihtiyaçlarını karşılamalarına yardımcı olun.
4) Kişileri konuşmaya zorlamadan dinleyin.
5) Rahatlatın ve sakinleşmelerine yardımcı olun.
6) İnsanların bilgi edinmesini ve yakınlarıyla iletişim kurmasını sağlayın.
7) Kişileri gelecekteki olası zararlardan koruyun.

Copyright © 2023 Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Tüm Hakları Saklıdır.