fab fa-instagram
fab fa-facebook-f
fab fa-twitter

Deprem Sonrası Bulaşıcı Hastalıkların Önlenmesi

Deprem Sonrası Bulaşıcı Hastalıklar

  • Depremler, su ve sanitasyon olanaklarında aksamalara, geçici barınma ortamlarında potansiyel aşırı kalabalıklara, çok sayıda insanın yer değiştirmesine, ciddi yaralanmalara yol açtığı için bulaşıcı hastalıkları riskini de artırır.
  • Depremler sonrasında su ve besinlerle bulaşan enfeksiyonlar, solunum yollarıyla bulaşan enfeksiyonlar ve cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar gibi birçok enfeksiyon hastalığında artışlar olduğu görülebilmektedir.
  • Su kaynaklı ve solunum yolu enfeksiyonlarının önlenmesinde, depremlerden sonra uygun su ve sanitasyon olanaklarının sağlanması oldukça önemlidir.
  • Bulaşıcı hastalık sürveyanslarının artırılması da olası salgınların erkenden saptanarak önlenmesini sağlar.

SUDeprem Sonrası Güvenli Su ve Gıda Temini

  • Deprem sonrasında toplumun sağlıklı bir yaşam sürdürülebilmesi için temiz içme suyunun, uygun tuvalet ve kanalizasyon alt yapısının, atıkların uygun şekilde yönetiminin ve gıda güvenliğinin sağlanması gerekmektedir.
  • İshalli hastalıklar gibi birçok bulaşıcı hastalık uygun su ve gıda tüketiminin sağlanmasıyla önlenebilmektedir.

 

Deprem Sonrası Güvenli Su ve Gıda Temininde Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Ellerin yıkanması ve kişisel hijyen kurallarına uyulması bulaşıcı hastalıkların yayılımını önler.
  • Eller, öncelikle yemeklerden veya gıda hazırlamadan önce, tuvalete gittikten sonra, bebek bezini değiştirdikten veya tuvalete gitmiş bir çocuğu temizledikten sonra ve görünür kirlenme olması halinde sık aralıklarla su ve sabunla en az 20 saniye yıkanmalıdır.
  • Ellerde görünür kirlenme olmasa da alkol içeren solüsyonlarla 20 saniye ovuşturulmalıdır.
  • Eller yıkanırken her tarafının (içi, dışı, parmak araları, tırnak içleri) iyice temizlendiğinden emin olana kadar yıkanmaya özen gösterilmelidir.
  • Deprem sonrası güvenli içme suyuna erişimde sorun yaşanabilir.
  • Kaynağı bilinmeyen ve güvenliğinden emin olunmayan sular tüketilmemelidir.
  • Suyun güvenli olup olmadığı sağlık otoritelerini ve yerel yetkililerden öğrenilmelidir.
  • Zorunlu hallerde sular kaynatılarak kullanılmalıdır.
  • Kaynatma olanağı da yoksa var olan su, çamaşır suyuyla (klorla) dezenfekte edilip tüketilmelidir.
  • Deprem sonrası güvenli içme suyuna erişimde sorun yaşanabilir.
  • Kaynağı bilinmeyen ve güvenliğinden emin olunmayan sular tüketilmemelidir.
  • Suyun güvenli olup olmadığı sağlık otoritelerini ve yerel yetkililerden öğrenilmelidir.
  • Zorunlu hallerde sular kaynatılarak kullanılmalıdır.
  • Kaynatma olanağı da yoksa var olan su, çamaşır suyuyla (klorla) dezenfekte edilip tüketilmelidir.
  • İçme ve kullanma suyu olarak güvenli olduğu yetkililerce bildirilen şebeke suyu veya T.C. Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsatlı kapalı ambalajlı su (pet, bardak cam şişe, ve damacana) kullanılmalıdır.
  • Su içmek, besinleri yıkamak, yemek hazırlamak ve diş fırçalamak için ambalajlı sular kullanılmalıdır.
  • Yiyecekleri hazırlayacak kişiler, öncesinde ellerini su ve sabunla yıkamalıdır.
  • Sebze meyve dışındaki gıdalar iyice pişirilerek tüketilmeli ve güvenli ısılarda saklanmalıdır.
  • Çiğ gıdalar, pişmiş gıdalardan ayrı tutulmalı ve aynı yüzeylerle temas ettirilmemelidir.
  • Gıdaların hazırlandığı yüzeyler ve malzemeler temiz olmalı ve bu ortamların temizliği güvenli su, sabun veya temizlik malzemeleriyle sağlanmalıdır.
  • Bireyler kendilerini, çocuklarını, ve giysilerini içme suyu kaynaklarından uzakta yıkamalıdır.
  • Çocuk  bezleri çöp kutusuna atılmalıdır.
  • Sel sularıyla veya su birikintileriyle temas ettikten sonra eller su ve sabunla yıkanmalıdır.
  • Çocukların su birikintilerinde oynamasına izin verilmemelidir.
  • Çocukların güvenli olmayan suda ıslanmış ve dezenfekte edilmemiş oyuncaklarla oynamasına izin verilmemelidir.

guvenli gida

Deprem Sonrası Solunum Yolu Enfeksiyonlarından Korunmada Dikkat Edilmesi Gerekenler

solunum

  • El hijyenine önem verilmelidir. Eller en az 20 saniye boyunca sabun ve suyla yıkanmalı, sabun ve suyun olmadığı durumlarda alkol içerikli el antiseptiği kullanılmalıdır.
  • Eller yıkanmadan ağız, burun ve gözlere dokunulmamalıdır.
  • Burun akıntısı, boğaz ağrısı, öksürük, hapşırma, aksırma gibi solunum yolu enfeksiyonu bulguları olan kişilerle tokalaşma, sarılma gibi yakın temastan kaçınılmalıdır.
  • Solunum yolu enfeksiyonu bulguları olan kişilerle veya bu insanların çevreleriyle doğrudan temas ettikten sonra el hijyeni sağlanmalıdır.
  • Solunum yolu enfeksiyonu olan kişiler, mümkünse cerrahi maske kullanmalıdır.
  • Solunum yolu enfeksiyonu bulguları olan kişiler öksürdüğünde ya da hapşırdığında; ağız ve burunlarını tek kullanımlık kağıt mendille kapatmalıdır.
  • Mendil bulunmadığı durumlarda dirseğin iç kısmı kullanılmalıdır.
  • Aksırma, hapşırma ya da öksürme sonrasında el hijyeni sağlanmalıdır.
  • Kağıt mendil bir kez kullanılmalı, kullandıktan sonra en yakın çöp kutusuna atılmalı ve el hijyeni sağlanmalıdır.
  • Kağıt mendiller ve diğer atıklar bir çöp torbası veya kutusunda toplanmalı ve dolduğunda uzaklaştırılmalıdır.
  • Kapalı ortamlar hava akımını sağlayacak şekilde mümkün olduğunca sık sık havalandırılmalıdır.
  • Kapalı ortamlarda, burun akıntısı, öksürük, hapşırma, aksırma gibi bulguları olan hastalar, mümkün ise farklı odaya alınmalıdır.
  • Eğer farklı odaya almak mümkün değil ise sağlıklı bireylerden 1-2 metre uzakta istirahati sağlanmalıdır.
  • Astım, Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı, Amfizem gibi kronik solunum sistemi hastalığı olanlar, kendilerini değerlendiren sağlık personeli ile bu durumları paylaşmalıdır.
  • Kronik akciğer hastalığı olanlar tozlu ortamlardan mümkün olduğunca uzak durmalı, eğer bu sağlanamıyorsa ise ağzı ve burunu kapatacak şekilde maske kullanmalıdır.
  • Solunum yolu bulguları olan hastalarda aynı kapalı ortamı paylaşan insanlar mümkün ise maske kullanmalıdır.
  • Kalabalık kapalı ortamlarda, mümkünse maske kullanılması önerilmektedir.
  • Ateş ile beraber cilt döküntüsü, nöbet, baş ağrısı, bilinç değişikliği olması durumunda hasta mümkün ise en yakın sağlık kuruluşuna ulaştırılmalıdır veya 112 aranmalıdır.
  • Özellikle çocukların, bağışıklık sistemi sorunu olanların, şeker hastalığı olanların ve kronik akciğer hastalığı olan bireylerin bu bulguları gösteren hastalar ile teması önlenmelidir.
  • Kronik akciğer hastalığı olan hastalar kendileri için reçete edilmiş ilaçları kullanmaya devam etmelidir.
  • Bronşit ve zatürre gibi solunum yolu enfeksiyonu nedeniyle hastalara verilen ilaçlar hekimlerin önerileri doğrultusunda kullanılmalı, bulgular geçse bile ilaçlar erken kesilmemelidir.
Copyright © 2023 Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Tüm Hakları Saklıdır.